Amerikan finansal düzenleme alanında yakın zamanda önemli değişiklikler meydana geldi. Para Denetim Ofisi (OCC), dijital varlık suç ortağı Anchorage Digital üzerindeki düzenleyici kısıtlamaları kaldırdığını açıkladı. Bu karar, düzenleyici kurumlar ile şifreleme sektörü arasındaki ilişkinin yeni bir sayfasını işaret ediyor.
Anchorage Digital, 2022'de OCC tarafından kara para aklamayı önleme düzenlemelerine tam olarak uymadığı için bir onay emri aldı. Ancak, bir süre sonra yapılan düzeltmeler ve çabalar sonucunda OCC, Anchorage Digital'in uyum durumunun önemli ölçüde iyileştiğini belirleyerek bu kısıtlayıcı önlemin uygulanmasına devam edilmesine gerek olmadığını tespit etti.
Anchorage Digital'ın kurucu ortağı ve CEO'su Nathan McCauley bunu memnuniyetle karşıladı. Bu kararın, şifreleme sektörünün mevcut düzenleyici çerçeve altında yasal ve uyumlu bir şekilde faaliyet gösterme yeteneğine sahip olduğunu ve federal düzenleyici kurumlarla iyi bir işbirliği ilişkisi kurabileceğini kanıtladığını düşünüyor.
Şunu belirtmek gerekir ki, Anchorage Digital, ABD'nin OCC ulusal bankacılık lisansını alan ilk şifreleme şirketiydi ve bu kimlik, sektörde ona özel bir konum kazandırdı. Bu düzenleyici kısıtlamaların kaldırılması, yalnızca Anchorage Digital için büyük bir anlam ifade etmekle kalmayıp, aynı zamanda tüm şifreleme endüstrisine olumlu bir örnek oluşturuyor.
Bu olay, ABD düzenleyici kurumlarının şifreleme endüstrisine karşı tutum ve politikalarını kademeli olarak ayarladığını yansıtıyor. Sektörün sürekli olgunlaşması ve düzenlenmesi ile birlikte, düzenleyici kurumlar ile şifreleme şirketleri arasındaki ilişki de daha uyumlu ve karşılıklı güvene dayalı bir yönde gelişiyor.
Ancak bu, düzenlemenin gevşetildiği anlamına gelmez. Aksine, bu, düzenleyici kurumların sektördeki uyumluluğa sürekli dikkatini ve şirketlerin kendini geliştirme yeteneğine duyduğu güveni göstermektedir. Gelecekte, şifreleme sektörü hala uyumlu işletme ile yenilikçi gelişim arasında bir denge arayışında olmalıdır ki, düzenleyici kurumların ve kamuoyunun güvenini kazanabilsin.
Bu düzenleyici dinamik, şüphesiz ki ABD ve hatta küresel şifreleme endüstrisi üzerinde derin bir etki yaratacak ve sektör profesyonellerinin sürekli dikkatini çekmeye değer.
View Original
This page may contain third-party content, which is provided for information purposes only (not representations/warranties) and should not be considered as an endorsement of its views by Gate, nor as financial or professional advice. See Disclaimer for details.
15 Likes
Reward
15
4
Repost
Share
Comment
0/400
MintMaster
· 20h ago
Regülasyon o kadar da zor değil.
View OriginalReply0
BlockchainTalker
· 20h ago
aslında bullish af tbh... düzenleyici netlik = daha fazla kurumsal benimseme
Amerikan finansal düzenleme alanında yakın zamanda önemli değişiklikler meydana geldi. Para Denetim Ofisi (OCC), dijital varlık suç ortağı Anchorage Digital üzerindeki düzenleyici kısıtlamaları kaldırdığını açıkladı. Bu karar, düzenleyici kurumlar ile şifreleme sektörü arasındaki ilişkinin yeni bir sayfasını işaret ediyor.
Anchorage Digital, 2022'de OCC tarafından kara para aklamayı önleme düzenlemelerine tam olarak uymadığı için bir onay emri aldı. Ancak, bir süre sonra yapılan düzeltmeler ve çabalar sonucunda OCC, Anchorage Digital'in uyum durumunun önemli ölçüde iyileştiğini belirleyerek bu kısıtlayıcı önlemin uygulanmasına devam edilmesine gerek olmadığını tespit etti.
Anchorage Digital'ın kurucu ortağı ve CEO'su Nathan McCauley bunu memnuniyetle karşıladı. Bu kararın, şifreleme sektörünün mevcut düzenleyici çerçeve altında yasal ve uyumlu bir şekilde faaliyet gösterme yeteneğine sahip olduğunu ve federal düzenleyici kurumlarla iyi bir işbirliği ilişkisi kurabileceğini kanıtladığını düşünüyor.
Şunu belirtmek gerekir ki, Anchorage Digital, ABD'nin OCC ulusal bankacılık lisansını alan ilk şifreleme şirketiydi ve bu kimlik, sektörde ona özel bir konum kazandırdı. Bu düzenleyici kısıtlamaların kaldırılması, yalnızca Anchorage Digital için büyük bir anlam ifade etmekle kalmayıp, aynı zamanda tüm şifreleme endüstrisine olumlu bir örnek oluşturuyor.
Bu olay, ABD düzenleyici kurumlarının şifreleme endüstrisine karşı tutum ve politikalarını kademeli olarak ayarladığını yansıtıyor. Sektörün sürekli olgunlaşması ve düzenlenmesi ile birlikte, düzenleyici kurumlar ile şifreleme şirketleri arasındaki ilişki de daha uyumlu ve karşılıklı güvene dayalı bir yönde gelişiyor.
Ancak bu, düzenlemenin gevşetildiği anlamına gelmez. Aksine, bu, düzenleyici kurumların sektördeki uyumluluğa sürekli dikkatini ve şirketlerin kendini geliştirme yeteneğine duyduğu güveni göstermektedir. Gelecekte, şifreleme sektörü hala uyumlu işletme ile yenilikçi gelişim arasında bir denge arayışında olmalıdır ki, düzenleyici kurumların ve kamuoyunun güvenini kazanabilsin.
Bu düzenleyici dinamik, şüphesiz ki ABD ve hatta küresel şifreleme endüstrisi üzerinde derin bir etki yaratacak ve sektör profesyonellerinin sürekli dikkatini çekmeye değer.